Kreatin, kullanımı hakkında pek çok teorinin ortaya atıldığı bir besin takviyesidir. Yalnızca antrenman günlerinde kullanım, yükleme yaparak başlanan kullanım, sabit kullanım sonrası yükleme, her gün sabit doz… Bu fikirlerin hepsi tabii ki işe yarar. Ancak tabii ki aralarındaki bir tanesi, bilime göre en mantıklı kullanım seçeneği.
Bugün odaklanacağımız kullanım şekli ise, yüklemeyle başlanan kreatin kullanımı. Çünkü bu kullanım şeklini tavsiye eden birçok kişi var ve bilimsel olarak bu seçeneğin herhangi bir getirisi yok.
Kreatin Yüklemesi Ne İşe Yarar?
Klasik vücut geliştirmeyle uğraşan ve yüklemenin gerekliliğini savunan kişilerin teorisi, vücuda ilk kez giren kreatinin etkisini görebilmek adına vücuda belli miktarda kreatin yüklemesi yapmak gerektiğidir. Bu şekilde daha hızlı ve daha etkili kas dolgunluğuna ulaşıldığı düşünülür. Güçteki akut artışla beraber sabit doza geçilmesi gerektiği savunulur.
Bilimsel çalışmaların hemen hemen tamamı ise, yükleme yapılarak başlanan veya sabit dozla başlanan kreatin kullanımı arasında fark olmadığını vurguluyor. Yükleme hem kreatini çabuk tüketerek kullanıcının hemen yeni bir kreatin takviyesi alması için oluşturulmuş bir teoridir, hem de plasebo etkisi sayesinde birçok insanın verim aldığı bir stratejidir. Yapılan araştırmalar, psikolojik etki dışında gerçek bir etkinin olmadığı konusunda hem fikir diyebiliriz.
Yükleme daha çok, bir yarışma öncesinde veya acele etmek gereken bir durum var ise yüklenebilir. Zamanla ilgili bir sıkıntı söz konusu değilse, sabit doz ile de aynı gelişim sağlanabilir.
Peki O Halde Kreatini Nasıl Kullanmalıyız?
Bilimsel araştırmalara göre, günlük 3-5 gramlık dozları sabit bir şekilde, her gün kullanmak, optimum sonucu vermektedir. Yüklemeyle daha hızlı ulaşılan noktaya bu şekilde ulaşabilmek de gayet mümkündür. Hem aldığınız kreatin takviyesini daha uzun süreli kullanabilmek hem de uzun vadede daha sürekli bir gelişim sağlayabilmek adına biz de 3-5 gramlık sabit dozların savunucusuyuz.