Vücut Geliştirme Tarihini Derinden Etkileyen Filmin Hikayesini Duymuş muydunuz?

Vücut geliştirmenin bir sanat olarak görüldüğü dönemlere yolculuğa çıkmaya hazır olun!

Pumping Iron filmini izlemiş miydiniz?

İzlemediyseniz, vücut geliştirme tarihinin en önemli filmini izlemediniz diyebiliriz. Bu film hem dönemin vücut geliştirme yarışmalarını yakından incelemesi, hem Arnold’un ve diğer büyük isimlerin sırlarını göstermesi, hem de vücut geliştirmenin popülerliğini arttırması sebebiyle çok önemli bir başyapıt.

Filmin ilk senaryosunda, ünlü bir oyuncunun vücudunda Arnold tarafından sağlanan birkaç aylık vücut geliştirme desteğiyle (koçluğuyla) neler olabileceği ele alınacaktı. Çıkan bazı aksaklıklardan sonra film vücut geliştirme belgeseline dönüştü. İstenmeden de olsa bu film, vücut geliştirmeye dair en önemli video dökümanı haline geldi.

Filmin hazırlandığı sıralarda birçok insanın bilmediği bir diğer gerçek ise o dönem Pumping Iron’ın yapımcısı ve yönetmeni George Butler’ın filmin yapımı için para bulamaması sebebiyle gerçekleştirdiği sanat müzesi etkinliğiydi.

Filmi yayınlayabilmek için bağışa ihtiyaç duyan Butler’ın aklına gelen bu proje vücut geliştirme tarihinin tozlu raflarında duruyor. 25 Şubat 1976’da gerçekleştirilen bu proje sayesinde film için ek gelir sağlanıyor.

1976’daki bu müzenin adı; The Body As Art idi ve vücutlarını sergileyen isimler ise Arnold Schwarzenegger, Frank Zane ve Ed Corney idi!

George Butler’ın en fazla 200-300 kişi beklediği bu müzeye, toplamda 5000’in üzerinde kişi katıldı. İnsanlar salona sığmayıp yerlere, merdivenlere oturdu!

Bir sanat projesi olarak vücudunu sergilemesi istenen dönemin en iyi vücut geliştiricileri, New York’taki The Whitney Museum of American Art adlı müzede vücutlarını sergiledi. Burada amaç vücut geliştirme sporundan ziyade, eski zamanlardaki resimlere benzer vücutlara sahip olan vücut geliştiricilerin bir sanat eseriymişçesine incelenmesiydi.

Bu fotoğrafı muhtemelen görmüşsünüzdür, ancak bu fotoğrafın bahsi geçen müzede çekildiğini bilmiyor olabilirsiniz.

Dönen silindir objeler üzerinde, adeta bir heykel gibi poz veren bu üç büyük vücut geliştirici, sanat meraklıları tarafından inceleniyordu. Verdikleri pozlar, bir sanat eseri perspektifiyle birleşerek adeta canlı sanat eseri oluşturuyordu. Birçok sanat eleştirmeni ve sanatçı, üç sporcunun vücudunu rönesans döneminin tablolarındaki mükemmel ve estetik erkek vücutlarıyla kıyaslama fırsatı olan bu müzeye yoğun ilgi duydu. Vücut geliştiriciler, gerçekten Leonardo Da Vinci tablosu kadar saygın görülüyorlardı.

Normalde Venice’te vücut geliştiren sporcuların, New York’a gelip bu kadar kitleyi çekmeleri hiç beklenen bir olay değildi. Butler, etkinliği düzenlerken bunu beklememişti ve sonuca şok olmuştu. Kazandığı para taşıyamayacağı kadar fazla bir miktara ulaşmıştı. 

Daha sonra Pumping Iron filmini başarıyla yayınladı ve vücut geliştirme popüler bir spor haline geldi. Yani bahsettiğimiz müze, vücut geliştirmenin günümüze kadar gittikçe popülerleşen bir spor olmasında en etkili olaylardan biri. Çünkü vücut geliştirmenin insanların ilgisini çekebileceği, bu sayede kanıtlandı.

Pumping Iron filmi ile birlikte vücut geliştirme henüz popüler kültürün bir parçası olmamış olsa da, Arnold 6 Mr. Olympia ödülünün sahibi olarak en çok bilinen vücut geliştiriciydi. Bu filmden sonraki senelerde Arnold duraklama dönemine geçmişti ve sırasıyla Franco Columbu ile Frank Zane diğer senelerin Mr. Olympia’sı olmuştu.

SANA EN UYGUN TAKVİYELER